Kronik böbrek yetmezlikli olgularda yapılan renal transplantasyonun hiperparatiroidizm üzerine etkileri ve tersiyer hiperparatiroidizme yaklaşım
Özet
Sekonder hiperparatiroidizm (sHPT) kronik böbrek yetmezliği (KBY) olan hastalarda sık görülen, tedavi edilmediği takdirde ciddi komplikasyonları olan bir hastalıktır. Tersiyer hiperparatiroidizm (tHPT) nadir görülen, uzamış sHPT sonrası otonom hiperplazik paratiroid bezlerinin ortaya çıkması sonucu veya sıklıkla uzun süreli böbrek fonksiyon bozukluğu bulunan hastalarda, başarılı renal transplantasyon (RT) sonrasında paratiroid bezlerinin otonomi kazanması sonucu HPT’nin devam etmesidir.
Çalışmamızda, KBY olan hastalarda yapılan RT’nin sHPT üzerine etkilerini araştırmak ve tHPT insidansını belirlemek ve bu vakalara cerrahi yaklaşımı değerlendirmeyi amaçladık.
Bu çalışmada Ocak 1996- Mayıs 2011 tarihleri arasında Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Kliniği’nde, RT yapılan 840 hasta geriye dönük olarak değerlendirildi. Bunlardan ameliyat öncesi ve sonrası tüm takip parametreleri olan ve greft sağkalımı 12 aydan uzun olan 322 hasta çalışmaya alındı. Hastaların demografik özellikleri, RT öncesi ve sonrası, serum parathormon (PTH), kalsiyum, fosfor, alkalen fosfataz, kreatinin değeri, paratiroid ultrasonografisi ve MIBI sintigrafisi, kemik mineral dansitometrisi (KMD), böbrek yetmezliğinin etyolojisi ve süresi, diyaliz tipi, greft sağkalımı, RT öncesi paratiroidektomi yapılan hastalar, tHPT tanısı alan hastalar, tHPT tanısı alan hastaların RT sonrası tanı aldığı aylar, tHPT nedeniyle paratiroidektomi yapılan hastalar, birden fazla RT yapılan hastalar ve izlem süreleri kaydedildi.
RT öncesi hastaların PTH ortalama değeri 376 ± 492,490 (27-2669) pg/ml iken RT sonrası 3. ayda bakılan PTH ortalama 50 ± 51,649 (13-452) pg/ml olarak saptandı. RT sonrası KMD skorlarında belirgin artış olduğu görüldü. RT öncesi KMD sonuçlarına göre osteopeni ve osteoporoz varlığı %53 ve %22 iken RT sonrası %35 ve %14’a gerilediği görüldü. RT’ den ortalama 15,5 ay sonra greft fonksiyonları iyi olan 4 hastada (%1,2) serum PTH değerleri normal sınırların üstünde bulundu[362 ± 63,707 (304-452) pg/ml ] tHPT tanısı konulan, kemik ve eklem ağrıları olan 1 (%0,3) hastaya ameliyat öncesi paratiroid USG’ si ve MIBI sintigrafisi yapılarak minimal invaziv paratiroidektomi yapıldı. Ameliyatta patolojik paratiroid bezi, lokalizasyon çalışmalarıyla uyumlu olarak, tiroid bezi
iii
sol lobu inferior komşuluğunda bulundu. Paratiroidektomi sonrası serum PTH ve kalsiyum değerleri normal aralıkta seyretti. Patoloji sonucu paratiroid adenomu olarak raporlandı.
RT’ nin, hasta yararı ve maliyet göz önüne alındığında KBY ve sHPT için en etkili tedavi seçeneği olduğu söylenebilir.
RT sonrası gelişen tHPT’ nin tedavisinde, medikal tedaviye dirençli hastalarda paratiroidektomi gerekmektedir. tHPT için genel kabul gören yaklaşım bilateral boyun eksplorasyonunu içeren ameliyatlar olsa da seçilmiş ve lokalizasyon çalışmaları yapılmış hastalarda minimal invaziv paratiroidektomi başarıyla uygulanabilir.