Dolandırıcılık suçu
Özet
Dolandırıcılık, malvarlığına karşı işlenen suçların uygulamada en çok karşılaşılan
örneklerindendir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 157.maddesindeki tanıma göre
dolandırıcılık; “Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak,
kendisine veya başkasına yarar sağlamak” eylemidir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda, bu suça ilişkin olarak bazı değişiklikler
yapılmıştır. Fakat kanunda hilenin tanımına yer verilmemiştir. Bu önemli bir sorundur.
Yargıtay ise kanun değişikliğine rağmen, büyük ölçüde, eski kanun döneminde uygulanmakta
olan görüşünde sabit kalmıştır. Ancak bunun yanı sıra Yargıtay, dolandırıcılık suçuna ilişkin
olarak yakın zamanda vermiş olduğu kararlarında sıklıkla, kanunun ve doktrinin aksine, suçun
unsurlarının oluşmadığından ve eylemin hukuki ihtilaf kapsamında kaldığından bahisle beraat
yönünde bozma kararları vermeye başlamıştır. Böylece, mevzuata göre dolandırıcılık suçunun
tek bir tanımı olmasına rağmen, kanun, uygulama ve doktrin üçgeninin her bir köşesinde,
farklı görüşler ortaya çıkmıştır. Birbiriyle çelişen ve sürekli değişen yargı kararlarının
verilmesi nedeniyle, bu suç yönünden, genel anlamda hukukta birlik sağlanamamıştır.
Bu çalışmada; dolandırıcılık suçunun tarihsel gelişimine, suçun 5237 sayılı Türk Ceza
Kanunu’ndaki yasal düzenlemesine, suçun maddi ve hukuki konusuna, suç ile korunan
menfaate, suçun failine, mağduruna, unsurlarına ve özel görünüş biçimlerine, suçun benzer
suçlarla karşılaştırılmasına, suçun cezasına, yargılama usulüne ve nitelikli dolandırıcılık
suçlarına yer verilmiştir. Belirtilen çelişkiler, yakın zamanda verilen Yargıtay kararları ile
aynı konudaki kanun hükümleri ve doktrin görüşleri de belirtilmek suretiyle ortaya
konulmaya çalışılmıştır.
Fraud, is one of the most common examples of crimes committed against property.
According to the definition that is laid out in the Article 157 of Turkish Penal Code No.5237;
fraud is an action that aims to yield benefit for oneself or other, at the expense of the another
person or the victim, through deceiving somebody by fradulent conduct.
Turkish Penal Code No.5237 has brought about some amendments regarding this
crime. However, aforementioned law does not define deception. This is an important issue.
Despite the law amendment, Supreme Court has to a great extent held on to its view that was
applied in the period of the old law. On the other hand; Supreme Court in its recent verdicts
on fraud crimes, in contrast with the law and doctrine, has frequently ruled to overturn the
decision in favour of acquittal on the grounds that the element of the crime did not occur, and
the action remained within the scope of the legal dispute. Therefore, in every edge of the law,
practice and doctrine triangle different views came into existence, despite the fact that there is
only one definiton of fraud crime in the legislation. Regarding this crime, in general terms
unity has not yet been achieved in law, due to conflicting and ever-changing rulings.
In this thesis; historical trajectory of fraud crime, legislative arrangement of this crime
in Turkish Penal Code No. 5237, material and subjective elements of the crime, interest
protected by the crime; perpetrator, victim, and special appereance forms of the crime,
comprasion of this crime with similar crimes; penalty and criminal proceedings of the crime,
and aggravated fraud is examined. An attempt will be made to set forth/reveal the
abovementioned contradictions, by putting forward recent Supreme Court rulings, and
provisions of law, and views of the doctrine on the same subject.