dc.description.abstract | Sinema, keşfedildiği 1896 yılından bu yana, üzerine düşünceler ve kuramlar üretilen
bir olgu olarak öne çıkmaktadır. Sinema tarihsel gelişini boyunca çeşitli dönüşümler ve
kırılmalar geçirmiştir. Birçok araştırmacı araştırmalarının temelini sinema üzerine
kurmaktadır. Ancak yapılan araştırmaların büyük bir bölümü sosyoloji ve semiyoloji gibi
farklı disiplinlerden gelen kavramlar aracılığıyla açıklanmaktadır. Fransız filozof Gilles
Deleuze, sinemanın içerisinden kavramlar üreterek alanın içinden olan kavramlarla sinemayı
anlamanın gerekliliğine vurgu yapmaktadır. Deleuze, sinemada sanatın hareket-imgeden
zaman-imgeye doğru gerçekleşen kırılma sonrasında oluştuğunu ifade etmektedir. Bu açıdan
Türkiye Sineması’nda sanatın izlerinin zaman-imge kavramına uygun anlatımlar aracılığıyla
görünür hale gelmesi beklenmektedir. Bu tezin amacı Türkiye Sineması’nda zaman-imge
kavramının izlerini açığa çıkarmaktır. Bu doğrultuda auteur bir yönetmen olarak ifade
edilebilecek Nuri Bilge Ceylan’ın filmleri incelenmiş ve zaman-imge kavramına uygun
anlatımlar açıklanmaya çalışılmıştır.
Cinema, since its discovery in 1896, has emerged as a phenomenon that has
produced thoughts and theories on it. Cinema has undergone various transformations and
breaks throughout its historical arrival. Many researchers base their research on cinema.
However, most of the researches are explained through concepts from different disciplines
such as sociology and semiology. The French philosopher Gilles Deleuze emphasizes the
need to understand cinema through the concepts of cinema. Deleuze states that art in cinema
has occurred after the refraction from movement-image to time-image. In this respect, the
concept of time-image traces of the art cinema in Turkey is expected to become visible
through the appropriate expressions. In this directions, the films of Nuri Bilge Ceylan, who
can be regarded as an auter, are examined and the narratives according to the concept of
time-image have been tried to be explained. | en_US |