Sinüs taban elevasyonlarında tip ı atelokollojen süngerlerin ksenojen greftler ile yeni kemik oluşumu açısından histopatolojik olarak karşılaştırılması
Özet
Birtakım komplike faktörler dolayısıyla dişsiz posterior maksillaya implant yerleştirilmesi
genellikle zor bir işlem haline gelmektedir. Posterior maksillaya implant yerleştirilmesi için
yeterli kemik yüksekliği ve hacmi elde etmede maksiller sinüs tabanı yükseltilmesinin
öngörülebilir ve başarılı bir tedavi seçeneği olduğu belirtilmektedir. Bu çalışmada, maksiller
sinüs tabanı yükseltilmesinde kullanılması düşünülülen atelokollajen süngerlerin, bu
işlemde sıklıkla kullanılan ksenojen greft partikülleriyle, yeni kemik oluşumu açısından
histoljik ve histomorfometrik olarak karşılaştırılması amaçlandı. Bu amaçla; 16 adet Yeni
Zelanda tipi beyaz tavşanda bilateral sinüs taban yükseltilmesi yapılarak, sinüs membranı
altında oluşturulan boşluklar, sağ tarafta atelokollajen sünger, sol tarafta ksenojen greft eşit
hacimde yerleştirilerek ogmente edilmiştir. Postoperatif dönemde tavşanlar, 4. ve 8.
Haftaların sonunda her seferinde 8’er adet olmak üzere sakrifiye edilmiştir. Elde edilen
örnekler 4 gruba ayrılarak histopatolojik ve histomorfometrik olarak değerlendirilmiştir.
Histopatolojik değerlendirilme sonucunda iki materyalin de biyouyumlu maddeler oldukları
ve osteojenik hücrelerin transferi için uygun ortam oluşturdukları anlaşılmıştır.
Histomorfometrik değerlendirmeler yeni kemik oluşumu yüzdesi açısından materyaller
arasında farklılık olmadığını göstermiştir. (p>0.05) Ancak; yeni oluşan kemik alanı, osteoid
alanı ksenojen greft kullanılan bölgelerde çok daha büyük olarak tespit edilmiştir. (p<0.05)
Atelokollajen sünger deney süresi boyunca hacmini koruyamayarak rezorbe olmuş ve
ogmente edilen bölge kollabe olmuştur. Ksenojen greft partiküllerinde minimal rezorpsiyon
görülmüştür. Atelokollajen sünger kullanılan bölgelerde daha yoğun trabeküler kemik ağı
izlenmiştir. Bu tez çalışması Başkent Üniversitesi Hayvan Deneyleri Yerel Etik Kurulu
tarafından onaylanmış (Proje No: D-DA18/04) ve Başkent Üniversitesi Araştırma Fonunca
desteklenmiştir.
Due to a number of complicated factors, implanting the toothless posterior maxilla is often
a difficult procedure. It is stated that maxillary sinus floor elevation is a predictable and
successful treatment option to obtain sufficient bone height and volume for implant
placement in the posterior maxilla. In this study, it was aimed to compare the atelocollagen
sponges which are thought to be used in maxillary sinus floor elevation with xenogen graft
particles, which are frequently used in this procedure, histopathologically and
histomorphometrically in terms of new bone formation. For this purpose; In 16 New Zealand
white rabbits, bilateral sinus floor elevation was performed and the cavities formed under
the sinus membrane were augmented by placing an atelocollagen sponge on the right side
and an equal volume of xenogen grafts on the left side. In the postoperative period, the
rabbits were sacrificed at the end of the 4th and 8th weeks, 8 each time. The obtained samples
were divided into 4 groups and evaluated histopathologically and histomorphometrically.
Histopathological evaluation revealed that the two materials were biocompatible materials
and formed a suitable environment for the transfer of osteogenic cells. Histomorphometric
evaluations showed that there was no difference between the materials in terms of percentage
of new bone formation. (p> 0.05) However, the newly formed bone area and osteoid area
were found to be much larger in the areas where xenogen grafts were used. (p <0.05)
Atelocollagen sponge was unable to maintain its volume during the test period and resorbed
and the augmented region collapsed. Minimal resorption was observed in xenogen graft
particles. In areas where atelocollagen sponges were used, more intense trabecular bone
network was observed. This thesis was approved by Baskent University Animal Experiments
Local Ethics Committee (Project No: D-DA18 / 04) and supported by Baskent University
Research Fund.