Duygusal zekânın örgütsel bağlılık üzerindeki etkisi: Savunma sanayi sektöründe beyaz yakalı çalışanlar üzerine bir araştırma
Özet
Değişimlerin ve yeniliklerin hızla gerçekleştiği günümüz rekabet çağında, örgütlerin
kendilerini etkin bir yerde konumlandırmaları, rakiplerine göre avantajlı durumda
olabilmeleri ve hedeflere ulaşabilmeleri için değişimlere ve yeniliklere aynı hızda ayak
uydurmaları gerekmektedir. Artık profesyonel iş hayatı çok sayıda çalışanın yerinde veya
uzaktan, yüksek etkileşim düzeyinde çalışmalarını gerektirmektedir. Böyle bir iş dünyasında
verimli, huzurlu ve rekabete ayak uydurabilen, çevik, çalışan bağlılığı yüksek bir örgüt
yapısının oluşturulması için kişinin kendisi ve başkalarının duyguları yönetebilen, çevresiyle
uyumlu bir şekilde çalışabilen kısaca duygusal zekâsı yüksek çalışanların örgütte varlığının
sağlanması gerekmektedir.
Birçok araştırmaya göre duygusal zekâ çalışmasının yaklaşık 2000 yıl önce Platon'un "Bütün
öğrenmelerin duygusal bir temeli vardır" vurgusuyla başladığı ileri sürülse de son dönemki
çalışmalar duygusal zekânın gündelik ve iş hayatındaki etkinliğinin anlaşılmasıyla kavramın
anlam örüntüsüne yeni boyutlar katmıştır. Eski çağlardan beri bilim insanları, filozoflar,
araştırmacılar ve eğitimciler duyguların önemi veya önemsizliğini ispat etmek üzere
çalışmalar yürütmüş, sosyolojik ve psikolojik açıdan incelemiştir.
Yapılan çalışmalar incelendiğinde, duyguların hayatımızın birçok alanını kontrol ettiğini ve
duygusal zekâsı yüksek bireylerin sosyal hayatı ile birlikte iş hayatında da başka insanlarla
iyi iletişim kurabildiklerini ve liderlik etme becerisine sahip olduklarını göstermektedir. Söz
konusu çalışmada, son dönemde ülkemizde de yaygınlaşan duygusal zekâ kavramı ve
duygusal zekânın örgütsel bağlılığa etkisi üzerinde durulmuştur. Araştırmanın amacı,
savunma sanayi sektöründe faaliyet gösteren firmaların beyaz yaka çalışanlarının duygusal
zekâ seviyelerinin örgütsel bağlılığa etkisini araştırmaktır. Araştırma, ilişkisel tarama
çalışması niteliğinde olup, gerekli verileri toplamak amacıyla 107 beyaz yaka çalışanının demografik bilgilerinin yanı sıra duygusal zekâ seviyelerinin ölçülmesi için “Schutte
Duygusal Zekâ Soru Ölçeği” ile “Allen ve Meyer Örgütsel Bağlılık Ölçeği” veri toplama
aracı kullanılmıştır. Elde edilen veriler SPSS 28 istatistik programı yardımıyla analiz
edilmiştir. Araştırma sonucunda, duygusal zekânın örgütsel bağlılık üzerinde pozitif bir
etkiye sahip olduğu görülmüştür. Böylece duygusal zekâ seviyesi yüksek çalışanların örgüte
bağlılığının daha yüksek olduğu ortaya konmuştur.
Organizations must keep up with changes and developments at the same rate in today's era
of competition in order to put themselves in an effective position, to be in a powerful
advantage against other organizations, and to achieve their previously stated goals. In
today’s global business, a significant number of individuals must work on-site or remotely
while maintaining a high level of engagement. In such a business environment, it is essential
to assure the presence of employees with a high emotional quotient who can manage their
own and others' emotions and work in harmony with their environment in order to create an
efficient, serene, and competitive organizational structure with high employee loyalty.
Although many studies claim that the study of emotional quotient began around 2000 years
ago with Plato's emphasis on "All learning has an emotional basis," recent studies have
focused on understanding the effectiveness of emotional quotient in everyday and business
life, adding new dimensions to the concept's meaning pattern. Scientists, philosophers,
researchers, and educators have conducted studies to illustrate the value or insignificance of
emotions, as well as sociological and psychological analyses.
When the findings are examined, it has become clear that emotions regulate a big part of
life, and that people with a high emotional quotient can interact well with others and have
leadership qualities in both their professional and social lives. This study emphasizes the
concept of emotional intelligence that has recently been popular in my country and its impact
on employees’ organizational commitment. The purpose of this study is to look at the effect
of emotional quotient on organizational commitment in white-collar personnel in the defense
industry. “The Schutte Emotional Quotient Question Scale” and the “Allen And Meyer's
Organizational Commitment Scale” were utilized as data collection techniques to measure
emotional quotient as well as the demographic information of 107 white-collar employees
for this study, which is a relational survey study. The SPSS 28 statistical tool has been used
to check the collected data. Per the findings, the emotional quotient has a beneficial impact on organizational commitment. It has been found that employees with high emotional
intelligence have a higher level of organizational commitment.