Başkent Üniversitesi tıp fakültesi dönem 1 öğrencilerinin “hematopoietik kök hücre nakil vericisi olmak” hakkındaki bilgi düzeylerinin değerlendirilmesi
Abstract
Hematopoietik kök hücre nakli hayat kurtaran bir tedavidir, ancak Türkiye’de ve dünyada akraba dışı verici sayısı yetersizdir. Her üç hastanın sadece birinde HLA (İnsan Lökosit Antijen) uyumlu aile içi verici bulunabilmektedir. Diğer hastalar için mevcut tek seçenek akraba olmayan, HLA uyumlu bir vericidir. Fakat sanayileşmemiş ülkelerin çoğunda, yetersiz bilgi düzeyi veya ulusal verici programlarının mevcut olmaması sonucu bu tür bağışçı bulma olasılığı düşüktür. Dünya çapında; verici bilgi düzeyi ve sayısını arttırmaya yönelik çalışmalara rağmen verici ihtiyacı, gönüllü kök hücre bağışçılarının sayısından daha fazladır. Tıp öğrencileri, toplumca önemli doğru bilgi kaynağı olarak kabul edilme eğilimi nedeniyle, toplumun hematopoietik kök hücre nakline ilişkin tutumlarını etkileyebilirler. Bu çalışmada Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi dönem 1 öğrencilerinin “hematopoietik kök hücre nakil vericisi olmak” hakkındaki bilgi düzeyleri belirlenmiş; sonrasında öğrencilere bir sunum ile eğitim verilerek, eğitim sonrasındaki bilgi düzeyleri yeniden test edilmiştir. Eğitim sonrası; katılımcıların Türkiye’deki kök hücre vericisi olma prosedürleri, kök hücre nakli konusundaki bilgi düzeyleri anlamlı olarak artmıştır. Tutum açısından bakıldığında, kök hücre bağış kampanyalarına katılma, tanımadığı bir kişi için verici olma istekleri artmış, kök hücre bağışçısı olma sırasında işlemlere bağlı yan etkiler, işlemin zor veya ağrılı olması ve kök hücrelerin azalması konusundaki endişeleri azalmıştır. Sonuç olarak, hematopoietik kök hücre nakli konusunda düzenli eğitim ve farkındalık artırma kampanyalarının, özellikle tıp öğrencileri ve sağlık çalışanları arasında, bu alandaki bilgi ve anlayışı genişletme ve bu yaşam kurtarıcı tedaviye olan destek ve katılımı artırma potansiyeli olduğu görülmüştür. Katılımcıların bilgi ve farkındalik düzeyleri ile eğitime yanıtları, demografik ve eğitsel bazı niteliklerine göre anlamlı farklılık göstermiştir. Donör artırma amaçlı eğitim ve kampanyaların metot ve içeriklerinin, bu parametreler ekseninde hedef kitlelere göre uyarlanması, verimi artırabilir.Hematopoietic stem cell transplantation is a life-saving treatment. However, non-related donor numbers are insufficient in both Turkey and the world. Only one of every three patients is lucky to have an HLA-matched relative donor. The only option for the remaining patients, isa non-related, HLA-matched donor. But in most of the non-industrialized countries; the chance to find such a donor is low, due to insufficient information or the absence of a national donor program. The worldwide donor need exceeds the number of volunteer donors, despite the efforts to inform, convince and encourage the people, to be donors. The medical students may influence the social attitude toward hematopoietic stem cell donation, due to the social tendency to accept them as accurate information sources.
In this study; the information of the phase one medical students of Başkent University on hematopoietic stem cell donation and transplantation was assessed by a questionnaire; before they were informed via a presentation. The same questionnaire was applied, following the briefing. The brief education significantly increased the information and awareness on procedures of being a stem cell donor in Turkey and on stem cell transplantation. The attitudes of the participants changed as increased their tendency to participate in the stem cell donation campaigns and their willingness to become a stem cell donor to someone they do not know; their anxiety about procedural complications decreased. The demografic and educational variety of both informational status and the results of the briefing was remarkable. In conclusion; educational and awareness campaigns on hematopoietic stem cell transplantation have a remarkable potential of increasing the support and participation to that life-saving treatment; especially among medical students and healthcare workers. Additionally, modification of those activities in terms of methods and content, according to the targeted population might increase the efficiency of those activities.