Hepatoselüler karsinom olgularında HER2/NEU gen amplifikasyonunun floresan in situ hibridizasyon yöntemi ile belirlenmesi
Abstract
Hepatoselüler karsinom (HCC) karaciğerin sık rastlanan malign tümörüdür ve
en çok Çin ve Afrika popülasyonunda gözlenir. 2000 yılı verilerine göre
kanserler arasında sıklık açısından beşinci sırada yer alırken kanserden ölüm
sıklıkları arasında üçüncü sırada bulunmaktadır. HCC gelişiminde birçok
faktörün önemli rol oynadığı bilinmekte; siroz, alkol kullanımı, hepatit B, C
virüsleri ve aflatoksin risk faktörleri arasında değerlendirilmektedir.
Hepatokarsinogenez sürecinde proto-onkogenler, growth faktörler ve tümör
baskılayıcı genlerin değişiklikleri rol oynamaktadır. Her-2/neu (ErbB2) 17.
kromozomun uzun kolunda lokalize olmuş bir proto-onkogendir (17q11.2).
Epidermal growth faktör reseptör ailesi üyesi olan Her-2/neu 185 kDa (p185)
ağırlığında transmembran tirozin kinaz reseptörünü kodlar ve EGFR ile yüksek
derecede homoloji gösterir. Aşırı ifadelenmesi kanserlerde kötü prognostik
göstergedir. Değişik epitel tümörlerinde Her-2/neu geninin amplifikasyonu ya da
p185 proteininin aşırı ekspresyonu gösterilmiştir. Reseptörün aşırı ifadelenmesi
normal kontrol mekanizmasını bozarak agresif tümör hücrelerinin oluşumuna
yol açmaktadır. Bu çalışmanın amacı; Her-2/neu onkogeninin
amplifikasyonunun HCC oluşumundaki olası rolünü araştırmak ve amplifikasyon
ile tümörün klinik yansıması arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarmak olarak
belirlenmiştir. Bu kapsamda patolojik olarak HCC tanısı almış 35 olgunun
parafin blok doku kesitleri çalışmaya alınmış, Her-2/neu probu ile hibridizasyonu
takiben yapılan FISH analizleri sonucunda 2 olguda amplifikasyon saptanırken
3 olguda 17. kromozom açısından sayıca artış saptanmıştır. Bu olguların
patolojik olarak grade 2 veya 3 olduğu, tümör çapının 3 -14 cm arasında
değiştiği, hastalara uygulanan tedavilerin tümör büyüklüğü ve laboratuvar
değerleri ile ilişkili olduğu saptanmıştır. Çalışmanın sonuçları
değerlendirildiğinde HCC patogenezinde Her-2/neu amplifikasyonunun primer
mekanizma olmadığı, çok aşamalı karsinogenezdeki basamakların gelişiminde
rol oynadığı düşünülmektedir.