Postoperatif adezyonları önlemde intraperitoneal propolis tedavisinin etkisi
Özet
Karın içi yapışıklıklar; peritonun hasara karşı oluşturduğu dinamik, fibroproliferatif ve inflamatuar bir savunma mekanizması sonucu dokular veya organlar arasında bağlantı oluşturan fibröz bantlar olarak bilinir (11). Karın içi operasyon geçiren hastalarda oluşan yapışıklık oranının %64 ile %97 arasında değiştiği, açık cerrahi girişimler sonrası bu oranın laparoskopik girişimlere oranla daha yüksek olduğu görülmüştür (1,2). Ameliyat sonrası yapışıklıklar, cerrahlar için tekrar ameliyat durumlarında, karın içine ulaşma süresini artırması, karın içinin eksplorasyonunu zorlaştırması ve karın içi organların yaralanma riskini arttırması nedeni ile önemli bir sorundur (4-6). Yapışıklıklar klinik olarak semptomatik hale geldiklerinde tedavi edilmeye çalışılır. Konservatif tedavi ile düzelmeyen durumlarda cerrahi gerekir (12). Bugüne kadar kullanılan ajanlardan hiçbirinin karın içi yapışıklığı önlemede kesin ve tam etkili olduğu ispatlanamamıştır (10). Propolis arıların kendilerini böcekler ve mikroorganizmalardan korumak için ürettikleri bir üründür (71). Propolisin antibakteriyel, anti-inflamatuar, iyileşme, anestetik, çürük önleyici, antifungal, antiprotozoal ve antiviral aktiviteler gibi çeşitli terapötik etkileri vardır (72, 80). Birçok propolis ürünü veya izole bileşikleri farklı mekanizmalarla inflamasyonu inhibe etmektedir. Bununla beraber propolisin anti-inflamatuar etkileri temel olarak uygulama şekli ve dozajına bağlıdır (89).
Bu deneysel çalışmada ciddi sorunlara yol açabilen postoperatif intraabdominal yapışıkları önlemede anti-inflamatuar ve anti-oksidan etkileri olan propolis maddesinin adezyonlar üzerindeki önleyici etkisinin değerlendirilmesi amaçlanmaktadır.
Bu çalışmada 30 adet yakın yaş aralığında genç erkek Sprague-Dawley ırkı ratlar rastgele 10‟arli 3 gruba ayrıldı. Üç cm‟lik median laparatomi sonrası tüm ratların çekum duvarında 1 cm² alanda spanç ile 60 kez sürtünme yaparak abrazyon oluşturuldu ve bu çekal abrazyon bölgesinin karşısındaki periton parçası eksize edildi. Bu çalışmada kullanılacak olan propolis maddesi Rize-Artvin bölgesi propolisi olarak Hacettepe Üniversitesinden temin edildi. Grup 2‟ye 0,4 ml etanol (%96‟lık), grup 3„e 0,4 ml propolis (900 mg/kg) ve etanol (%96‟lık) intraperitoneal olarak uygulandı. Grup 1 sham grubu olarak belirlendi ve abrazyon sonrası hiçbir solüsyon verilmedi ve sonrasında karın kapatıldı. Postoperatif 21. günde ratlar sakrifiye edildi. Karın ters U şeklinde açıldı. Adezyonlar makroskopik olarak sayıldı ve Nair skorlamasına göre değerlendirildi. Abrazyon oluşturulan alandan biyokimyasal analiz ( malondialdehit (MDA), glutatyon düzeyi (GSH) ) ve histopatolojik değerlendirme için örnekler alındı. Yaklaşık olarak 5-6
v
ml kan örneği alınarak fibrinolitik sistemi değerlendirmek için doku plazminojen aktivatörü (TPA), plazminojen aktivatör inhibitör-1 (PAI-1), α2-makroglobulin, α1-antitripsin ve prostaglandin E2 (PGE2) ve lökotrien B4 (LB4) değerleri bakıldı.
Propolis grubunun makroskopik Nair (etanol-propolis, P>0,002 ve sham-propolis, P>0,023) ve mikroskopik Zühlke (etanol-propolis, P>0,033 ve sham-propolis P>0,024) skalasına göre anlamlı farklılık gösterdiği görülmüştür. Hasta grupları arasında fibrozis açısından anlamlı bir fark bulunmuştur (P>0,01). Hasta grupları arasında vasküler proliferasyon açısından anlamlı bir fark bulunmuştur (P>0,01). Hasta grupları arasında yabancı cisim reaksiyonu açısından anlamlı bir fark bulunmuştur (P>0,007). Biyokimya sonuçlarına göre TPA grubunda (P>0,029), α1–antitripsin grubunda (P>0,023), GSH grubunda (P>0,040), alfa2-makroglobulin grubunda (P>0,01) istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmuştur.
Propolis grubunda istatistiksel olarak yapışıklığın daha fazla olduğu görülmüştür. Bu durumun propolisin uygulama şekline, uygulanan miktara ve çözücüsünün konsantrasyonun yüksekliğine bağlı olabileceği düşünülmüştür. Propolisin yapışıklığı arttırması nedeniyle intraperitoneal uygulamada doz ayarlaması yapılması gerektiği, çözücüsünün daha düşük konsantrasyonlarda ayarlanması ve uygulanan anti-inflamatuar maddedin uzun süreli karın içinde bırakılmaması için uygulama sonrası erken dönemde çözücüsü ile peritoneal lavaj ile yıkama yapılması propolisin etkinliğini değerlendirmek için yapılacak diğer çalışmalarda göz önünde bulundurulmalıdır.