Rat endometriozis modelinde selektif östrojen reseptör modülastörleri'nin etkinliği
Özet
Endometriozis endometrial bezlerin ve stromanın ekstrauterin ortamdaki
mevcudiyetidir.
Genel olarak östrojen bağımlı bir hastalıktır.
İnsidansı kesin olarak belli olmamakla birlikte;infertilite hastalarında %25-35,
reprodüktif yaştaki kadınlarda %3-10,dismenoreli kadınlarda %40-60 kadar
görülmektedir.Tanı anındaki yaş ortalaması 25-30 dur.
Endometriozisin kesin nedeni tam olarak bilinmemesine rağmen oluşumunu
açıklamaya yönelik bazı teori ve risk faktörleri tanımlanmıştır. Transport (metastaz),
çölomik metaplazi, indüksiyon gibi teoriler ile immünolojik faktörler, genetik faktörler
ve çevresel faktörler bunlardan en önemlileridir.
Endometriozisli kadınların bazıları asemptomatik olsalar da sıklıkla pelvik ağrı
(dismenore, disparanue) veya infertilite problemi ile doktora başvurduklarında tesbit
edilirler. Ayrıca endometriotik odaklar pelvis dışındaki alanlarda da bulunabileceği için
bulunduğu dokuya özgü semptomlarda ortaya çıkabilmektedir. GIS’ de (kolon-rektum)
siklik kanama, ağrı konstipasyon, üriner sistem’ de hematüri, yan ağrısı, pulmoner
sistem’ de (Ekstra periton-plevra) hemoptizi, pnömotoraks… gibi.
İnfertilite hastalığın neden olduğu önemli bir problemdir.İnfertilite tuba-over
anatomik ilişkisinin bozulması sonucu olabildiği gibi anatomik bozukluk olmakasızın
çeşitli mekanizmalarla da (immünolojik mekanizmalar ) ortaya çıkabilmektedir
Laparoskopi; kesin tanı için gold-standart yöntemdir.Laparoskopi anında şüpheli
alanlardan biyopsi alınarak patolojik tanı konmalıdır. Laparoskopi görünümü çok
çeşitlidir. Bu çeşitliliğe neden olan gland-stroma oranı, skarlaşma, lezyon içine
kanama, hemosiderin miktarı gibi antitelerdir.
Tedavide genel amaç; semptomları başarılı bir şekilde tedavi etmek ve hastalığı
başarılı bir şekilde tedavi etmek olarak düşünülebilir.Ayrıca zaman kaybetmeden tanı
konur konmaz tedaviye başlanmalıdır. Günümüzde elimizdeki tedavi modaliteleri
medikal tedavi, cerrahi tedavi ve medikal-cerrahi tedavinin birlikte uygulanması gibi
yöntemlerdir. Cerrahi tedavide semptoma yönelik yöntemler olarak LUNA, Presakral
Nevrektomi gibi operasyonlar yapılabildiği gibi daha sık olarak L/S veya L/T ( şiddetli
endometriozis ) tercih edilmektedir.
Klasik olarak kullanılan hormonal etkili ajanlar dışında farklı mekanizmalar
üzerinden etki gösteren ve yan etkilerinin daha az olacağı düşünülen birçok yeni ajan
denenmektedir. Bunlardan bazıları ; Sitokin modülatörleri (TNF-alfa, İnterferon-
alfa2B, Loxoribine ve Levamizole), Antiinflamatuar etkili ajanlar (Leukotriene
receptor antagonists ,Pentoxifylline ) ve matriks metaloproteinazlarının inhibisyonu ile
etki yapan ajanlar gibi ajanlardır. Bizde çalışmamızda farklı etki mekanızmalarını
kullanarak etki edebileceğini düşündüğümüz SERM grubu ajanları kullandık.
Deneysel çalışma herbiri laparotomi ile endometrial eksplantları oluşturulan ve 3
haftalık bekleme sonrasında kontrol laparotomide endometrial eksplant odaklarının
başarılı biçimde oluştuğu tesbit edilen 33 rattan randomize seçilen 3 grup üzerinde
yapıldı. Gruplar kontrol grubu, Raloksifen verilen grup ve genistein verilen grup olacak
şekilde oluşturuldu.Takiben 6 haftalık yönetim sonrasında çalışma sonlandırıldı.
Bulgulara bakıldığı zaman raloksifen verilen grupta daha belirgin olmak üzre her iki
ilaç verilen grupta da eksplantların alanlarında, kontrol grubuna göre belirgin gerileme
vardı.
Histolojik inceleme de ise hem raloksifenin hem de genisteinin endometrial
alanlarda gerileme ve endometriotik odakların tipik histolojik görünümlerinin
bozulduğu tesbit edildi.(Daha düşük skorlar )
Her iki ajanda temel etkilerini direk östrojen reseptörlerine bağlanarak göstermeleri
ile beraber, immünolojik olayları etkileyerekte pozitif etkilerini potansiyelize ettiklerini
düşünmekteyiz.