Polikistik over sendromu tanısı almış olguların tanı kriterlerine göre kardiyometabolik risk faktörlerinin karşılaştırılması
Özet
Amaç: Rotterdam 2003 kriterlerine göre polikistik over sendromu (PKOS) tanısı şu üç kriterden; a. Hiperandrojenizm ve/veya hiperandrojenismus (HA), b. Amenore veya oligoanovulasyon (OA), c. Ultrasonografide polikistik overlerin tespiti (PKO), en az ikisinin bulunması ile konulur. Bu yeni tanı kriterleri, PKOS fenotip spektrumunu genişletmiş olmakla beraber bu fenotiplerin kardiyometabolik risk profili tam olarak bilinmemektedir. Çalışmamızın amacı; farklı PKOS fenotiplerinin kardiyometabolik risk faktörlerini saptamaktır.
Gereç ve Yöntem: Çalışmaya PKOS olan 89 hasta ile yaş ve vücut kütle indeksi (VKİ) eşleşmiş 25 sağlıklı dahil edildi. Olgular Rotterdam 2003 kriterlerine göre: Grup 1:OA+HA (n=23), Grup 2:OA+PKO (n=22), Grup 3:HA+PKO (n=22) ve Grup 4: OA+HA+PKO (n=22), Grup 5: Kontrol (n=25) beş gruba ayrıldı. Açlık glukozu, OGTT sonrası ikinci saat plazma glukozu, insülin, lipid parametreleri ve diğer metabolik sendrom parametrelerini içeren laboratuar testleri yapıldı. İnsülin duyarlılığı, Homeostasis Model Assesment of Insulin Resistance (HOMA-IR) formulü kullanılarak hesaplandı, herbir alt gruptan rastgele seçilen, toplamda 25 olguya öglisemik hiperinsülinemik klemp testi (EHC) yapıldı ve sonuçlar "M" (mg/kg/dak) değeri olarak bildirildi.
Bulgular: Grupların ortalama VKİ değerleri benzerdi; OA+HA; 26,1±5,3 kg/m2, OA+PKO; 27,9±5,2, HA+PKO; 24,3±4,2, OA+HA+PKO; 27,9±7,5, kontrol; 24,7±5,2 (p>0,05). PKOS olgularının total testosteron, lüteinleştirici hormon (LH), trigliserid, fibrinojen ve oral glukoz tolerans testi (OGTT) sonrası 2. saat plazma glukoz seviyeleri kontrol grubundan daha yüksekti (p<0,05). Gruplar arasında HOMA-IR ve M değerleri açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktu (p>0,05). Oligomenore veya anovulasyonu olan fenotipler (Grup1+2+4) düzenli ovulasyonu olan gruptan (Grup 3) daha obezdi (p=0,039).
Sonuç: Kardiyometabolik risk profili PKOS alt gruplarımız arasında benzer olarak bulundu. Obezitenin PKOS ilişkili kardiyovasküler risk gelişiminde önemli bir faktör olması nedeni ile bu durum, olgularımızın VKİ’lerinin obezite sınırları içerisinde olmaması ile açıklanabilir. Obezite aynı zamanda adet düzensizliği şiddeti üzerinde de önemli bir etkiye sahiptir. Biz de çalışmamızda adet düzensizliği olan fenotiplerin ovulatuar gruptan daha obez olduklarını saptadık. Elde ettiğimiz veriler, obezitenin farklı PKOS fenotiplerindeki metabolik anormallikleri belirleyen temel neden olarak göründüğü bilgisini desteklemektedir.