Astımlı çocuklarda trombosit aktivasyonunun belirlenmesi
Özet
Astım, kronik inflamatuvar bir hastalıktır. Mast hücreleri, eozinofiller, T lenfositler, dendritik hücreler, makrofaj ve nötrofiller inflamasyonda rol oynayan hücrelerdir. Duyarlı kişilerde bu inflamasyon nöbetler şeklinde gelen öksürük, hışıltılı solunum, nefes darlığı ataklarına neden olmaktadır. Literatürde ortalama trombosit hacmi (MPV) ve trombosit dağılım aralığının (PDW) ailevi akdeniz ateşi, romatoid artrit gibi inflamatuvar hastalıkların alevlenme dönemlerinde değerlerinin değiştiği yönündedir. Bu çalışmanın amacı; astımlı çocukların atak anında ve ataktan en az 1 ay sonra semptomsuz dönemde MPV, PDW, plateletcrit (PCT) ve P selektin düzeylerindeki değişimlerin belirlenerek atak sırasında belirteç olarak kullanılabilirliğinin olup olmadığını incelemektir.
Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Ankara Hastanesi Pediatrik Alerji Polikliniği’ ne Nisan 2011- Temmuz 2011 tarihleri arasında başvuran, yaş dağılımı 6 ile 16 arasında olan 40 hasta çalışmaya alındı. Çocukların 22’ si hafif, 18’ i orta-ağır astım atağında idi. Hastalardan atak anında MPV, PDW, PCT, P selektin, eozinofil ve trombosit düzeyi için kan alındı. Solunum fonksiyon testleri spirometre cihazı ile yapıldı. Hastalara atak tedavisi olarak inhale steroid, inhale kısa etkili β2-agonist ve oral steroid tedavisi verildi. Hastalar ataktan en az 1 ay sonra semptomsuz oldukları dönemde tekrar görüldü. Hastalardan MPV, PDW, PCT, P selektin, eozinofil ve trombosit düzeyleri için tekrar kan alındı, solunum fonksiyon testleri tekrarlandı.
Hastaların atak anında ve ataktan en az 1 ay sonra bakılan trombosit sayısı ve PDW değerlerinde anlamlı fark yok iken, MPV, PCT ve P selektin düzeyleri atak anında anlamlı düşük saptandı. Hafif ve orta-ağır astım atağı grupları atak anında ayrı ayrı değerlendirildiklerinde MPV ve PCT düzeylerinin atak sonrasına göre anlamlı düşüklük olduğu görülmüşken, trombosit sayısı,
iii
PDW ve P selektin düzeylerindeki fark anlamlı bulunmadı. Hafif ve orta-ağır astım atağı grupları birbirleriyle karşılaştırıldığında atak anında trombosit aktivasyon belirteçleri arasında istatistiksel fark görülmedi. Beyaz küre ve parçalı sayısının atak anında atak sonrasına göre anlamlı yüksek olduğu görüldü. Sonuç olarak; rutin pratikte sık kullanılan tam kan sayımı parametrelerinin içinde olan MPV, PDW, PCT’ nin atak tayini ve şiddetini belirlemede kullanılabileceğini düşünmekteyiz. Çalışmamızda hasta sayısının kısıtlılığı en önemli sorundu ancak ileride yapılacak daha kapsamlı çalışmaların, trombosit aktivasyon belirteçlerinin astım atağındaki klinik önemini daha net bir şekilde ortaya koyabileceğini düşünmekteyiz.