dc.description.abstract | Bu çalışma, Ocak - Şubat 2009 tarihleri arasında Özel Ankara Güven
Hastanesi’nde çalışan 30 yaş ve üzeri 103 sağlık personelinin (41 erkek, 62
kadın) beslenme ile ilgili kardiyovasküler hastalık risk faktörlerinin saptanması,
sağlıklı beslenme ve yaşam biçimi alışkanlıklarına ilişkin girişimlerin
başlatılması ve kardiyovasküler hastalık riski bulunan bireylerin gereken tedavi
için yönlendirilmeleri amacı ile yapılmıştır. Araştırmaya katılan tüm bireylere,
sosyo-demografik özelliklerini, beslenme durumlarını ve beslenme ile ilgili
kardiyovasküler risk faktörlerini saptamak amacıyla üç bölümden oluşan bir
anket formu ve 24 saatlik besin tüketim formu uygulanmıştır. Bireylerin
antropometrik ölçümleri alınmış, vücut bileşim analizleri yapılmış, kan basıncı
ve biyokimyasal parametreleri değerlendirilmiştir. Çalışma grubunun yaş
ortalaması 39.4±8.19 yıl olarak bulunmuştur. BKİ gruplamasına göre erkeklerin
%58.5’inin, kadınların %32.3’ünün kilolu (BKİ=25.0-29.9 kg/m2), erkeklerin
%17.1’inin, kadınların %8.1’inin ise şişman (BKİ ≥30.0 kg/m2) olduğu
belirlenmiştir. Erkeklerin %31.7’sinde, kadınların %40.3’ünde abdominal obezite
saptanmıştır. Enerjinin yağdan karşılanan yüzdesinin her iki cinsiyette de
yüksek olduğu, günlük toplam enerjinin %36.2’sinin yağdan geldiği
belirlenmiştir. Doymuş yağ tüketimlerinin önerilen miktardan yüksek olduğu
saptanmıştır. Diyetle günlük vitamin ve mineral tüketim ortalamaları Türkiye için
önerilen düzeylerle karşılaştırıldığında her iki cinsiyette de A vitamini ve folat
tüketiminin yetersiz, sodyum tüketiminin ise yüksek olduğu, kadınların vitamin
E, B6, tiamin, niasin, demir ve çinko tüketimlerinin yetersiz olduğu belirlenmiştir.
E vitamini, tiamin, riboflavin, nisain, B6 vitamini, folat, sodyum, potasyum,
magnezyum ve fosfor tüketimi açısından erkeklerle kadınlar arasındaki fark
istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Bireylerin beslenme ile ilgili
kardiyovasküler risk faktörleri biyokimyasal parametreler açısından
değerlendirildiğinde, saptanan risklerin sıklığı; total kolesterol %26.2, LDLkolesterol
%16.5, trigliserit %22.3, total kolesterol/HDL-kolesterol düzeyi
%3.9’dir. HDL-kolesterol düzeyleri önerilenin altında olanların sıklığı %39.8
olarak bulunmuştur. Bireylerin %12.6’nda da yüksek C-Reaktif Protein yüzeyleri
saptanmıştır. Erkeklerde yaş, yüksek kan basıncı, obezite, total kolesterol, LDLkolesterol,
trigliserit, total kolesterol/HDL-kolesterol oranı ve C-Reaktif Proteine
ilişkin risklerin kadınlardan daha yüksek olduğu, kadınlarda ise sigara ve HDLkolesterol
düşüklüğüne ilişkin risklerin yüksek olduğu; toplamda kadınların
erkeklerden daha fazla sayıda riske sahip olduğu belirlenmiştir. Kardiyovasküler
hastalıklar için beslenme ile ilgili risk faktörlerinin ortalama sayısının 3.3±2.08
olduğu ve kadınların beslenme ile ilgili risklerinin erkeklere göre daha yüksek
olduğu bulunmuştur. Erkeklerin %65.9’u ve kadınların %24.2’sinin metabolik
sendromlu olduğu ve metabolik sendrom sıklığının erkeklerde kadınlara göre
daha yüksek olduğu belirlenmiştir (p<0.001). Çalışma sonucunda saptanan
metabolik sendrom sıklığı %40.8’dir. Bireylerin beden kütle indeksi, bel çevresi
ve bel kalça oranı ile açlık kan glikozu, trigliserit, fibrinojen, C-Reaktif Protein,
sistolik ve diyastolik kan basıncı değerleri arasında anlamlı pozitif ilişki, HDLkolesterol
değerleri arasında anlamlı negatif ilişki olduğu; sigara tüketimi ile
HDL-kolesterol değerleri arasında negatif ilişki, fiziksel aktivite süresi ile
trigliserid ve fibrinojen değerleri arasında pozitif yönde ve istatistiksel olarak
anlamlı ilişki saptanmıştır.
Kardiyovasküler hastalıklardan korunma stratejilerinin temeli, hastalığa yol açan
yaşam tarzını ve çevresel faktörleri değiştirmek ve yüksek riskli bireyleri
belirleyip bu bireylerde özel önlemler almaktır. Bu nedenle, hastalık riski yüksek,
fakat hastalığın hiçbir belirtisinin olmadığı bireylerde yaşam tarzını ve risk
faktörlerini değiştirerek hastalığın oluşmasını önlemenin gerekli olduğu
düşünülmektedir.
This study has been conducted on 103 health personnel (41 males and 62
females) over 30 years old working in Private Ankara Güven Hospital between
January - February 2009 in order to determined their risk factors for
cardiovascular disease related to nutrition, to start interventions associated with
habits of healthy nutrition and living style and to direct individuals with
cardiovascular disease risk for therapy. A questionnaire form consisting of three
parts and 24-hours food consumption form have been applied on all individuals
included in the study in order to determine their socio-demographic
characteristics, nutritional status and cardiovascular risk factors related to
nutrition. Anthropometric measurements of individuals have been obtained,
body content analyses have been made, and blood pressure and biochemical
parameters have been evaluated. Average age of study group has been found
as 39.4±8.19 years. It has been determined according to BKİ grouping that
58.5% of males and 32.3% of females are overweight (BKİ=25.0-29.9 kg/m2),
17.1% of males and 8.1% of females are obese (BKİ ≥30.0 kg/m2). Abdominal
obesity has been determined in 31.7% of males and 40.3% of females. It has
been determined that percent of energy obtained from fat was high in both
gender, and 36.2% of total daily energy comes from fat. It has been determined
that consumption of saturated fats is higher than recommended amount. When
average consumption of daily vitamins and minerals in the diet is compared with
recommended levels for Turkey, it has been determined that consumption of
vitamin A and folic acid are inadequate, sodium consumption is high in both
gender, and that women are deficient for consumption of vitamin E, B6, tiamin,
niacin, iron and zinc. Difference of vitamin E, tiamin, riboflavin, niacin, vitamin
B6, folate, sodium, potassium, magnesium and phosphorus between men and
women has been found statistically significant. When cardiovascular risk factors
related to nutrition of individuals are compared for biochemical parameters,
frequency of risks are; total cholesterol 26.2%, LDL-cholesterol 16.5%,
triglyceride 22.3%, total cholesterol/HDL-cholesterol level 3.9%. Frequency of
persons having HDL-cholesterol levels below the recommended levels has
been found as 39.8%. High C-reactive protein levels have been determined in
12.6% of individuals. It has been determined that risks associated with age,
higher blood pressure, obesity, total cholesterol, LDL-cholesterol, triglyceride,
total cholesterol/HDL-cholesterol ratio and C-Reactive Protein was higher in
men than women; and that women have more number of risks than men in total.
It has been found that mean number of risk factors associated with nutrition was
3.3±2.08 for cardiovascular diseases, and that risks of women related to
nutrition was higher than men. It has been determined that 65.9% of men and
24.2% of women had metabolic syndrome, and that frequency of metabolic
syndrome was higher in men than women (p<0.001). Frequency of metabolic
syndrome assessed as a result of the study is 40.8%. It has been found that
there is a positive correlation between body mass index of individuals, waist
circumference and waist-hip ratio and fasting blood glucose, triglyceride,
fibrinogen, C-Reactive Protein, systolic and diastolic blood pressure values,
there is a significantly negative correlation between HDL-cholesterol values;
there is a negative correlation between cigarette consumption and HDLcholesterol
values, and there is a positive and statistically significant correlation
between activity durations and triglyceride and fibrinogen values.
Basis of the strategy for protecting from cardiovascular diseases is to change
living style and environmental factors causing the disease, and to determine
high risk individuals and taking special precautions for these persons.
Therefore, it is thought that it is necessary to prevent occurrence of the disease
by changing living style and risk factors in persons who have high risk for the
diseases and don’t have any symptom of the disease. | en_US |