Yoğun bakım hastalarında Candida albicans ve Non-albicans kandida türlerine bağlı gelişen kandidemilerde risk faktörlerinin belirlenmesi
Abstract
Fungal infeksiyon sıklığı son yıllarda artıs göstermektedir. Hastane kaynaklı fungal
infeksiyonların büyük bir kısmı kandida türleri ile olusmaktadır. Kandida türlerine bağlı
kan dolasım sistemi infeksiyonları 1980-1990 yılları arasında on kat artıs göstermistir.
Günümüzde kronik hastalık ve invaziv islem sıklığındaki artıs ile beraber, yoğun
antibakteriyel ve sitotoksik tedavi uygulaması sonucunda kandidemi görülme oranı
artmaktadır. Hastane kökenli kan dolasım sistemi infeksiyon etkenleri arasında kandida
türleri dördüncü sıklıkta görülmekte ve ciddi mortalite ve morbiditeye neden olmaktadır.
Bu çalısmada yoğun bakım ünitesinde izlenen ve C.albicans ve non-albicans türlere bağlı
kandidemi gelisen olguların risk faktörleri açısından değerlendirilmesi amaçlandı.
Ocak 2004-Aralık 2007 tarihleri arasında dahili ve cerrahi yoğun bakım
ünitelerinde yatan ve kandidemi gelisen hastalar çalısmaya alındı. Her hasta için
demografik veriler, klinik ve laboratuvar bulguları ve uygulanan girisimleri içeren form
dolduruldu. Veriler retrospektif olarak değerlendirildi. Đsatatiksel değerlendirme için chikare
ve student T test uygulaması yapıldı.
Çalısmaya 120 kandidemi olgusu alındı. Olguların 70’inde (%58.3) C.albicans,
50’sinde (% 41.7) non-albicans kandida türleri ile kandidemi gelisti. Non-albicans türlerin
dağılımı; C.tropicalis (%12.5), C.glabrata (%7.5), C.famata (%6.7), C.parapsilosis (%3.3)
ve diğer türler (C.keyfr,C.lucitenia,C.humonicola, C.guilliermondi, Candida spp) (%11.7)
seklinde idi. Çalısmadaki 120 kandidemi olgusunun 47’si (%39.1) 2007 yılında görüldü.
Çalısmamızda tüm yıllarda C.albicans en sık izole edilen tür idi. Tüm nozokomiyal
kandidemi olgularının %74’ü yoğun bakım ünitelerinde yatan hastalarda görüldü.
Çalısmada; yas, cinsiyet, APACHE- II skoru, uygulanan terapatik islemler (santral venöz
kateter, total parenteral nütrisyon, entübasyon, üriner kateter), kulanılan antibiyotikler
(karbapenem, glikopeptid, sefalosporin, kinolon. aminoglikozid) ve cerrahi girisimlerin
(gastrointestinal sistem ve gastrointestinal sistem dısı) C.albicans ve non-albicans türlere
bağlı kandidemi açısından anlamlı fark yaratmadığı saptandı. Uzun süreli yoğun bakımda
yatıs, kandidemi öncesi flukonazol tedavisi ve solid organ transplantasyonu, non-albicans
türler ile kandidemi gelisimi için risk faktörü olarak bulundu. Her iki grup arasında
antifungal tedaviye yanıt açısından anlamlı fark olmamakla birlikte C.albicans olgularının
%70.6’sının tedavinin ilk 6-10. günlerinde, non-albicans türlerin ise 11-15. günlerde
tedaviye yanıt verdikleri görüldü. Her iki grup arasında mortalite açısından anlamlı fark
bulunmadı.
Son yıllarda non-albicans türler ile kandidemi sıklığında artıs olmasına karsın bir
çok merkezde C.albicans en sık izole edilen tür olarak belirlenmektedir. Çalısmamızda
benzer sekilde C.albicans en sık kandidemi etkeni olarak belirlenmistir. Ancak nonalbicans
türlerin hızla arttığı gözlenmistir. Çalısmamızda non-albicans türlere bağlı
kandidemi gelisimi için solid organ transplantasyonu, kandidemi öncesi flukonazol tedavisi
ve uzun süreli yoğun bakımda yatıs risk faktörü olarak belirlenmistir. Erken ve etkin
antifungal tedavinin mortalite ve morbidite üzerine olumlu etkisi göz önüne alındığında,
her merkezin kendi hasta özelliklerine, risk faktörlerine ve lokal surveyans sonuçlarına
göre tedavi planlamasının önemi ortaya çıkmaktadır.
Fungal infections have been increasing in frequency over the past years. The
majority of nosocomial fungal infections are caused by Candida species. Bloodstream
infections due to Candida species. have increased 10 fold between 1980 and 1990.
Nowadays the rate of candidemia has raised with excessive antibacterial and cytotoxic
treatment applications associated with an increase in chronic diseases and invasive process
frequencies. Among the agents that cause nosocomial bloodstream infections, Candida
spp. are the fourth most common agent, and associated with serious morbidity and
mortality. This study aimed to evaluate the risk factors in intensive care unit patients with
candidemia caused by C.albicans and non-albicans Candida species.
The patients with candidemia, followedup in internal and surgical intensive care
units, were enrolled in the study between January 2004 and December 2007. Structured
forms, including demographic data, clinical and laboratory findings and applications, were
fulfilled for each patient. The data were evaluated retrospectively. Chi-square and student-t
test were used for statistical analysis.
A hundred and twenty patients were enrolled in the study. Candidemia caused by
C.albicans and non-albicans Candida species developed in 70 (58.3%) and 50 (41.7%)
patients, respectively. The distribution of non-albicans Candida species was as follow:
C.tropicalis (12.5%), C.glabrata (7.5%), C.famata (6.7%), C.parapsilosis (3.3%) and other
species (C.kefyr,C.lusitaniae,C.humonicola, C.guilliermondi, Candida spp) (11.7%). Forty
seven (39.1%) of 120 patients in the study were hospitalized in 2007. C.albicans was the
most common isolated pathogen in all years of our study. Seventy four percent of all
nosocomial candidemia cases were detected in intensive care units. In this study age,
gender, APACHE- II score, therapeutic procedures (central venous catheter, total
parenteral nutrition, intubation, urinary catheter), antibiotics (carbapenem, glicopeptide,
cephalosporin, quinolone. aminoglycoside) and surgical procedures (gastrointestinal
system or other systems) did not cause any significant difference on candidemia caused by
C.albicans and non-albicans Candida species. Long term hospitalization in intensive care
unit, fluconazole treatment before the onset of candidemia, and solid organ transplantation
were found to be risk factors in the development of candidemia with non-albicans Candida
species. While there was no statistically difference between two groups in response to
antifungal therapy, %70.6 of C.albicans cases responded to therapy within 6-10 days
compared to non-albicans Candida cases who responded within 11-15 days. No significant
difference in mortality was observed between two groups.
Although the frequency of candidemia due to non-albicans species of Candida has
increased in recent years, C.albicans is the most common isolated pathogen in many
centers. Likewise C.albicans was the most common cause of candidemia in our study.
However non-albicans species are increasingly detected. In our study solid organ
transplantation, fluconazole treatment before the onset of candidemia and long term
hospitalization in intensive care unit were found to be risk factors in the development of
candidemia with non-albicans Candida species. Each center should have an empirical
treatment modality according to patients’ characteristics, risk factors and local surveillance
results by considering the benefical effects of early and effective treatment on mortality
and morbidity.