Papülopüstüler akneli hastalarda malassezia follikülitinin sıklığı ve tedaviye yanıtının belirlenmesi
Özet
Akne vulgaris patogenezinde Propionibacterium acnes gibi çeşitli bakterilerin rol oynaması nedeniyle tedavisinde sıklıkla antibiyotikler kullanılmaktadır. Ancak, bazen tedaviye rağmen lezyonların artış göstermesi patogenezde farklı mikroorganizmaların olabileceğini düşündürmektedir. Akne patogenezinde rol oynayan sebum üretiminde artış Malassezia cinsi mantarlar için uygun çoğalma ortamı sağlamaktadır. Malassezia foliküliti ve akne vulgaris klinikleri benzerdir ancak tedavileri farklı olan bu iki hastalığın yanlış tanısı, klinikte tedavi direnci olarak yorumlanmaktadır. Bu çalışmada kliniğimize başvurup papülopüstüler aknesi olduğu düşünülen hastalarda Malassezia foliküliti sıklığını saptamak ve lezyonların antifungal tedaviye yanıtını belirlemek amaçlanmıştır.
Yaz ve kış aylarında kliniğimize başvurup papülopüstüler aknesi olduğu düşünülen tüm hastalar çalışmaya alındı ve sitolojik inceleme yapıldı. Hastaların lezyonlarından ve normal derilerinden alınan örnekler Tzanck yayma testi ve potasyum hidroksit inceleme ile basil, kok ve spor varlığı açısından değerlendirildi. Malasezzia foliküliti tanısı konulan hastalara 1 aylık süre boyunca oral itrakonazol ve ketokonazol krem tedavisi önerildi. Tedavi öncesi ve sonrası tüm hastaların akne şiddeti lezyon sayma yöntemi ve Leed’in revize edilmiş akne derecelendirme sistemi ile hesaplandı ve tedaviye klinik yanıtları belirlendi.
Bu çalışmaya kliniğimize başvurup papülopüstüler akne olduğu düşünülen kış döneminde 112, yaz döneminde ise 105 olmak üzere toplam 217 hasta dahil edildi. Bu hastaların 55 (%25.3)’inde Malassezia foliküliti saptandı. Malasezzia foliküliti tanısı alan hastaların 38’i antifungal tedaviyi tamamladı. Antifungal tedavinin genel olarak açık komedon ve püstüllere etkisiz, kapalı komedon/komedon benzeri papül ve inflamatuvar papüllere etkili olduğu gösterildi. Lezyonlarına açık komedon ve pustul eşlik eden, şikayetleri uzun sureli olan ve Tzanck yayma incelemesinde sporun yanı sıra basil izlenen hastalarda antifungal etkinliğinin düşük olduğu gösterildi.
In the treatment of acne vulgaris, antibiotics are frequently preferred as Propionibacterium acnes is one of the major pathogenes of the disease. However in some cases, lesions may worsen during the course of treatment. For that reason, there may be another microorganism acting in the disease process. Increased sebum secretion, which has a great role in acne vulgaris pathogenesis, also serves as a suitable environment for the growth of Malassezia genus of fungi. Malassezia folliculitis shares similar clinical findings with acne vulgaris. Incorrect diagnosis of these two similar diseases may preclude patients from appropiate treatment. In this study, we aimed to determine the frequency of Malassezia folliculitis among the patients who admitted to our clinic with papulopustular acne and to evaluate the response of Malassezia folliculitis to the antifungal treatment.
All patients who applied to our clinic in winter and summer seasons and diagnosed as papulopustular acne were enrolled to this study. Samples obtained from lesional and nonlesional skin of the patients were scrutinized under light microscope for the presence of spores, bacilli and cocci using potassium hydroxide and Tzanck smear test. Patients who were diagnosed as Malassezia folliculitis were treated with oral itraconazole and topical ketokonazole for 1 month. The grading of acne lesions were determined using acne lesion counting method and The Leed’s revised acne grading system.
A total of 217 patients who applied to our clinic with papulopustular acne were enrolled to this study. Fifty five (25.3%) patients were found to be having Malassezia folliculitis. 38 of them fully received the propesed antifungal treatment. It was shown that antifungal treatment was effective on closed comedones/comedo like papules and inflammatory papules while it was not effective on open comedones and pustules. The characteristic features including open comedones and pustules, a long history of lesions and the presence of bacilli along with spores in Tzanck smear were determined as having poor response to the antifungal treatment.