Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.authorYıldırım, İbrahim
dc.date.accessioned2015-08-25T09:01:34Z
dc.date.available2015-08-25T09:01:34Z
dc.date.issued2006
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/11727/2361
dc.description.abstractArteryel sertleşme, günümüzde artık kardiyovasküler risk faktörlerinden biri sayılmaktadır. Aortik nabız dalga hızı, aortik sertleşmenin klasik indeksleri arasına yerleşmiştir ve hipertansif hastalarda kardiyovasküler mortalitenin belirleyicilerinden biri olmuştur.Bu çalışmanın amacı yeni tanı konmuş ve hiç tedavi edilmemiş esansiyel hipertansiyonlu hastalarda, karotid-femoral nabız dalga hızını etkileyen faktörleri belirlemek ve 24 saatlik ambulatuar kan basıncı izlem verileri ile arteryel sertleşme arasındaki ilişkileri incelemektir.Bu amaçla 80 tane esansiyel hipertansiyonlu hasta grubu ve 40 tane normotansif sağlıklı bireyden kontrol grubu oluşturulmuş ve bütün katılımcılardan "complior" cihazı yardımı ile karotid-femoral nabız dalga hızı ve 24 saatlik ambulatuar kan basıncı aleti ile (Welch Allyn) sistolik ve diyastolik kan basınçları ve nabız sayısı bakılmıştır. Esansiyel hipertansiyonlu hastalar nabız dalga hızına göre iki gruba ayrılmış ve nabız dalga hızını etkileyen faktörler belirlenmeye çalışılmıştır. Yine hipertansif hasta grubu kendi arasında metabolik sendrom açısından iki gruba bölünerek bu sendromun nabız dalga hızına etkisi test edilmiştir. Çalışmaya katılan bütün bireylerden tam kan sayımı, serum glukoz, böbrek fonksiyon testleri ve serum elektrolitleri, ürik asit, albumin, CRP, homosistein, mikrolabuminüri düzeyi gibi biyokimyasal parametreler elde edilerek nabız dalga hızı ile ölçülen arter sertliğine etkileri incelenmiştir.Çalışmanın sonucunda; karotid-femoral nabız dalga hızı ile, ortalama kalp hızı hariç diğer bütün ambulatuar kan basıncı verileri (özellikle de sistolik kan basınçları) arasmda istatistiksel olarak önemli korelasyon tespit edilmiş ve gece sistolik kan basıncı düşüşünün %10'dan az olduğu nondipper grupta nabız dalga hızı daha yüksek bulunmuştur. Ayrıca metabolik sendrom, açlık kan şekeri, ürik asit ve homosistein düzeyi ile nabız dalga hızı arasında pozitif, trombosit sayısı ile nabız dalga hızı arasında negatif bir korelasyon tespit edilmiştir. Çalışmamızda inflamasyon markeri olarak kullanılan sensitif C reaktif protein düzeyi, mikroalbuminürik hipertansif hastalarda istatistiksel anlama sahip bir biçimde daha yüksek bulunmuştur.Özetle söylemek gerekirse; klasik kardiyovasküler risk faktörleri dışında yüksek homosistein, ürik asit ve düşük trombosit sayısı, arteryel sertleşmenin erken habercileridir. 24 saatlik ambulatuar kan basıncı izlem verileri de arteryel sertleşmenin güçlü biröngörücüsüdür. Yeni tam konmuş hipertansif hastaların tedavisinde, metabolik sendromun varlığı, biyokimyasal prediktörler ve 24 saatlik ambulatuar kan basıncı izlem verileri, dikkate alınmalıdır. Arterial stiffnes is currently considered as one of the cardiovascular risk factors. Aortic pulse wave velocity has become one of indexes of aortic stiffness, and it is considered as a surrogate marker of cardiovascular mortality in hypertensive patients.The aim of this study was to determine the factors influencing carotid-femoral pulse wave velocity, and to evaluate relationship between findings of 24-hour ambulatory blood pressure monitoring and arterial stiffness in patients with never treated and newly diagnosed hypertension.The study consisted of 80 patients with essential hypertension and 40 normotensive controls. Carotid-femoral pulse wave velocity was studied using Complior, and systolic blood pressure, diastolic blood pressure and pulse rate was obtained by 24-hour ambulatory blood pressure monitoring (Welch Allyn). Based on pulse wave velocity, the patients with essential hypertension were divided to 2 groups, and we aimed to determine the factors influencing pulse wave velocity. To determine the effects of metabolic syndrome on pulse wave velocity, hypertensive patients were also divided to 2 groups on the basis of the presence of metabolic syndrome. All subjects underwent routine blood chemistry.We found that carotid-femoral pulse wave velocity was correlated with all findings of ambulatory blood pressure monitoring except mean pulse rate, especially systolic blood pressure. In addition, subjects with nondipping blood pressure which is defined as nocturnal fall of blood pressure < 10% had lower pulse wave velocity. Furthermore, pulse wave velocity was positively correlated with presence of metabolic syndrome, fasting glucose levels, serum uric acid and homocystein levels, and inversely correlated with platelet count. High sensitive C reactive protein, an indicator of inflammation, was higher in hypertensive patients with microalbuminuria as compared to those without microalbuminuria.In conclusion, apart from classic cardiovascular risk factors, high homocystein and uric acid levels and low platelet count were significantly associated with early phase of arterial stiffness. 24-hour ambulatory blood pressure monitoring is also strong predictor of arterial stiffness. Presence of metabolic syndrome, biochemical predictors and 24-hour ambulatory blood pressure measurement results should be evaluated in the treatment of the newly diagnosed hypertensive patients.en_US
dc.language.isoturen_US
dc.publisherBaşkent Üniversitesi Tıp Fakültesi
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccess
dc.subjectHipertansiyonen_US
dc.titleEsasiyel hipertansiyonlu hastalarda nabız dalga hızını etkileyen faktörleren_US
dc.typespecialistThesisen_US


Bu öğenin dosyaları:

Thumbnail

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster