Panik bozukluğuna eşlik eden yetişkin ayrılma anksiyetesi bozukluğunda bağlanma biçimleri, mizaç, çocukluk travmaları ve erken yaşam olayları
Özet
Bu çalışmada; Panik Bozukluk tanısı konulan hastalar içinde, Yetişkin Ayrılma Yetişkin Ayrılma Yetişkin Ayrılma Yetişkin Ayrılma Yetişkin Ayrılma Yetişkin Ayrılma Yetişkin Ayrılma Yetişkin Ayrılma Anksiyetesi Bozukluğu Anksiyetesi Bozukluğu Anksiyetesi Bozukluğu Anksiyetesi Bozukluğu Anksiyetesi Bozukluğu Anksiyetesi Bozukluğu Anksiyetesi Bozukluğu Anksiyetesi Bozukluğu Anksiyetesi Bozukluğu Anksiyetesi Bozukluğu Anksiyetesi Bozukluğu eşlik eden ve etmeyenlerin erken yaşam olayları, çocukluk çağı travmaları, mizaç ve bağlanma özelliklerini incelemek, sağlıklı kontroller ile kıyaslayarak olası etiyolojik farklılıklarını belirlemek amaçlanmıştır. CIDI uygulanarak belirlenen 74 Panik Bozukluk hastası ve 74 sağlıklı kontrol olmak üzere toplam 148 birey çalışmaya dahil edildi. Panik Bozukluk tanısı konulan 74 hastadan 40’ında Ayrılma Anksiyetesi İçin Yapılandırılmış Klinik Görüşme ile belirlenen Yetişkin Ayrılık Anksiyetesi Bozukluğu saptandı. Panik bozukluk belirti şiddetini belirlemek amacıyla klinisyen tarafından Panik Bozukluk Şiddet Ölçeği uygulandı. Bu tez çalışması için geliştirilmiş Sosyodemografik ve Klinik Veri Toplama Formu, Beck Depresyon Ölçeği, Beck Anksiyete Ölçeği, Temps-A Mizaç Ölçeği, Çocukluk Çağı Travmaları Ölçeği ve Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri II katılımcılar tarafından dolduruldu. AAB’nin %67,5 oranında yetişkinlikte döneminde ortaya çıktığı bulunmuştur. Çocukluk döneminde ebeveynden ayrı kalma, siklotimik mizaç özellikleri, baskın endişeli mizaç, eş tanılı ruhsal hastalıklar ve depresyon, bağlanma kaygı boyutu, işlevsellik kaybı ile PB’ye YAAB eşlik etmesi arasında ilişki saptanmıştır. ÇAAB panik bozukluğuna YAAB eşlik etme riskini yaklaşık 7 kat; baskın endişeli mizaç panik bozukluğuna YAAB eşlik etme riskini yaklaşık 5 kat artırmaktadır. Kaygılı bağlanma, endişeli baskın mizaç ve siklotimik mizaç özellikleri, çocukluğun erken dönemlerinde ebeveynden ayrı kalma gibi etiyolojik faktörler PB’ye YAAB eşlik etme riskini artırmaktadır. YAAB, panik bozukluğuna göz ardı edilemeyecek sıklıkta eşlik etmektedir ve hastalık şiddetindeki artış ile birlikte işlevsellik kaybını da artırdığı bulunmuştur. ÇAAB hem pür PB’yi hem de PB’ye YAAB eşlik etmesini belirgin olarak artırmaktadır.
This study is intended to analyze early life events, childhood traumas, temperament, attachment styles in the patients diagnosed with Panic Disorder with and without ASAD, and to determine the probable etiologic differences through comparison with healthy controls. A total of 148 subjects were included in the study, of whom 74 had PD and 74 were healthy controls identified with CIDI. In 40 of the 74 patients diagnosed with PD, ASAD was identified with Structured Clinical Interview for SAD. Panic Disorder Severity Scale was applied by the clinician to determine the severity of PD. Sociodemographic and Clinical Data Collection Formwhich was developed for this study, Beck Depression Scale, Beck Anxiety Scale, Temps-A Scale, Childhood Trauma Scale and Inventory of Experiences in Close Relationships II were filled by the participants. SAD was determined to emerge in adulthood by 67.5%. In childhood, a relationship was determined between separation from parents, cyclothymic temperament traits, dominant anxious temperament, comorbid psychiatric disorders and depression, dimension of attachment anxiety, loss of functionality and PD with ASAD. Childhood SAD increases the risk of PD with ASAD 7 times as much. Dominant anxious temperament, however, increases the risk of PD with ASAD 5 times as much. Anxious attachment, dominant anxious temperament and cyclothymic temperament traits, and the etiologic factors such as separation from parents in the early childhood increase the risk of PD with ASAD, which accompanies PD at a non-negligible frequency. ASAD increases the loss of functionality along with the increased severity of disease. Childhood SAD also increases PD both with and without ASAD significantly.