Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde izlenen geç preterm bebeklerin materyal risk faktörlerine bağlı morbiditelerinin değerlendirilmesi
Abstract
Prematüre bebek tanımı , 37. gebelik haftasını tamamlamadan doğan
yenidoğanları kapsar. Prematüre bebekler, yaşayabilirlik sınırı olan 220/6
haftadan, 366/7 haftaya kadar uzanan, heterojen bir gruptur. Bu bebeklerin
yaklaşık % 75.0‟ını 34 0/7- 36 6/7gestasyon haftalarında doğan geç prematüre
yenidoğanlar oluşturur. Geç prematüreler çoğunlukla fonksiyonel ve gelişimsel
olarak matür olarak düşünülür ve term bebekler gibi ele alınır, bu nedenle
sorunları gözden kaçabilir.
Bu çalışmaya; hastanemiz Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı,
Perinatoloji Bilim Dalı tarafından 01/01/2012-30/06/2015 tarihleri arasında
izlenen ve annenin son adet tarihi ve ultrasona göre 34 0/7- 36 6/7 gestasyon
haftasında normal vaginal yolla veya sezaryenle 34, 35 ve 36. gebelik
haftalarında doğan, sırasıyla 74, 89 ve 79, toplam 242 bebek dahil edilmiştir.
Çalışmamızda maternal risk faktörlerine göre bu bebeklerde oluşan neonatal
morbidite ve mortalite değerlendirilmiştir.
Multipl konjenital anomalisi, kromozomal bozukluğu olan bebekler ve dış
merkezde doğup hastanemize yatırılan geç prematüre yenidoğanlar çalışmanın
dışlanma kriterleri içinde sayılmıştır.
Çalışmamız sonucunda en sık görülen morbiditeler; beslenme intoleransı (%
70.2), hiperbilirübinemi (% 43.0 ), yenidoğanın geçici takipnesi (% 40.0),
hipoglisemi (% 16.9), respiratuar distres sendromu (% 15.7) ve sepsis (% 13.7) olarak saptandı. Hastalara yenidoğan yoğun bakım yatışı sırasında yapılan en sık
tedaviler: intravenöz sıvı (% 88.4), hood içi oksijen desteği (% 54.5) ve antibiyotik
tedavisi (% 31.8) olarak bulundu.
Ablasyo plasentalı annelerin bebeklerinde respiratuar distres sendromunun
(RDS), oligohidramniyozlu annelerin bebeklerinde yenidoğanın geçici
takipnesinin (YGT) , gestasyonel diyabetes mellitusu (GDM) olan annelerin
bebeklerinde polisiteminin ve plasenta previası olan annelerin bebeklerinde ise
hipogliseminin istatistiksel olarak anlamlı şekilde yüksek görüldüğü belirlendi.
Geç prematüre bebeklerin gebelik haftalarını (34.,35. ve 36. haftalar) aralarında
karşılaştırdığımızda; yenidoğan yoğun bakım ünitesi‟ndeki yatış süreleri, toplam
morbidite sayısı, solunum sıkıntısı, beslenme intoleransı ve verilen tedavi sayıları
en yüksek oranda 34.gebelik haftasında doğanlarda saptandı. Bu çalışmanın amaçları;
1) Yenidoğan yoğun bakım ünitemizde yatırılarak izlenen geç prematüre bebeklerin
annelerinin antenatal risklerinin belirlenmesi ve respiratuar, metabolik,
enfeksiyöz, hematolojik, nörolojik ve gastrointestinal sisteme ait morbiditelerinin
değerlendirilmesi
2) Maternal risk faktörlerinin, geç prematüre bebeklerin morbiditesine etkisinin
saptanması
3) Çalışma sonucunda elde edilen veriler ışığında kadın hastalıkları ve doğum ile
pediatri/yenidoğan uzmanlarına geç prematüre bebeklerin olası
komplikasyonlarına ait bilgi verilmesi mümkün olacaktır. Ayrıca yine
sonuçlarımızın, bu bebeklerin doğumunun zamanlaması ile ilgili kararların
alınmasında ve gelişebilecek sorunların erken farkedilmesinde yol gösterici
olması da amaçlanmıştır.
.
Sonuç olarak ; çalışmamızda 34.gestasyon haftasında doğan bebeklerde, geç
preterm grubunun diğer gebelik haftalarına göre daha çok morbidite saptanmıştır.
Annede; preeklampsi, plasenta previa ve ablasyo plasenta gibi plasentaya ait problemler, GDM olmasının morbiditeyi artırdığı belirlenmiştir. Bu nedenle
maternal risk faktörü olan bebeklerin hangi morbiditelerle daha sık karşılabileceği
önceden bilinmesi erken dönemde önlemlerin alınmasını, gerekli izlem ve
tedavinin yapılmasını kolaylaştıracaktır.
Premature infants are defined that baby is born before completing the 37th gestational
week. It is a heterogeneous group, infants are born within the viability border of 220/6 weeks
to 366/7 weeks. Late preterm infants who are born between 34 0/7 and 36 6 / 7 gestational weeks
occur in 70% of all live births before 37 completed weeks. Late preterms are often considered
to be mature, functional and developmental and therefore treated as full-term babies, which
can result in overlooked problems.
In this study; 242 infants born between 01/01/2012-30/06/2015 in our Obstetrics and
Gynecology Department, Perinatology Division were evaluated. The infants included were
between 34 0 / 7- 36 6/7 gestational weeks according to the mother's last menstrual period and
ultrasound signs, and were born by normal vaginal or cesarean section.
Neonatal morbidity and mortality occurring in these infants due to maternal risk factors
were evaluated. There were 74,89 and 79 infants born in 34,35 and 36th gestational weeks
respectively . Exclusion criteria included multiple congenital malformations, chromosomal
disorders and patients admitted from elsewhere to our clinic. The most common morbidities in our study were feeding intolerance (70.2%),
hyperbilirubinemia (43.0%), neonatal transient tachypnea (40.0%), hypoglycemia (16.9%), respiratory distress syndrome (15.7%) and sepsis (13.7%) . The most common treatments
performed during intensive care were intravenous fluid infusions (88.4%), hood inner oxygen
support (54.5%) and antibiotic treatment (31.8%).
Respiratory distress syndrome (RDS) was seen more with mothers having ablation
plasenta, transient tachypnea of the newborn correlated positively with oligohydramiosis.
Polycythemia was seen with maternal gestational diabetes mellitus and hypoglycemia with
placenta previa.
Between the gestational age groups (34, 35. and 36 weeks); length of neonatal intensive
care hospitalization , mortality, respiratory distress, feeding intolerance, and the number of
treatments received were higher in 34th gestational week group.
The objectives of this study were;
1) To determine the maternal antenatal risk for the late premature infants hospitalized in
neonatal intensive care unit and respiratory, metabolic, infectious, hematologic, neurologic
and gastrointestinal system morbidities in these patients.
2) To determine the maternal risk factors effecting the morbidity of these infants.
3) To give information to obstetrics and gynecology department and pediatrics/neonatal
services about the possible complications that can occur in these patients, and to be used as a
guide for the timing of the birth. Also, to regulate the family education given before discharge
and the frequency of monitoring according to the results of this study; and detecting the late
preterm infant problems early as a result.In conclusion, we find that babies born in 34.gestasyonal week had more
morbidities compared with other weeks. Preeclampsia, placenta previa and
placental problems such as placental abruption, oligohydramnios and gestational
diabetes mellitus were all associated with increased morbidity. Therefore, screening
the infants with these maternal risk factors will affect the early treatment and follow
up plan, increasing the efficiency of neonatal care.