Narrating mother-daughter relationships: A kleinian analysis of joyce carol oates’s later novels
Özet
The mother-daughter relationship has been a recurrent theme in Joyce Carol Oates‘s fiction, whose career spans a period of over fifty years. Three of her recent novels—I’ll Take You There (2002),Missing Mom (2005), and Mudwoman (2012)—attest to the writer‘s sustained interest in placing the stories of the protagonists within the context of their complicated psychological connections with their mothers.
Oates‘s novels gain added interest when read in the light of the Austrian British psychoanalyst Melanie Klein‘s object-relations theory, which posits that an infant‘s early relationship with his/her mother will bear an immense influence on his/her psychological life as an adult. According to Klein, an infant goes through two main developmental phases in the first year of life: ―the paranoid-schizoid position‖ and ―the depressive position.‖ In the former, the infant perceives the mother in a fragmentary way, as a composite of the part-objects of ―the good breast‖ (when his/her needs are satisfied) and the ―bad breast‖ (when s/he feels frustrated). As s/he continues to work through the polar emotions of satisfaction and aggression, love and hatred through this stage, the infant gradually enters the second phase where s/he begins to perceive the mother as a whole object and develops more sophisticated emotions such as guilt: entertaining the notion that his/her own aggression might have caused the loss of ―the good breast,‖ s/he attempts ―reparation,‖ an emotional state that can also be observed in adults who mourn for their loved ones.
While all of Oates‘s three recent novels are plotted around the common core of the daughters‘ struggles to come to terms with the loss of their mothers, this thesis argues, Oates introduces compelling variations to her representation of the mother-daughter relationship in each novel, variations that can best be understood through the insights provided by the Kleinian theory. The thesis discusses how these variations are reflected in the narrative technique of each novel as well.
Anne-kız ilişkisi, kariyeri elli yılı aşmış olan ünlü Amerikalı yazar Joyce Carol Oates‘un eserlerindeki önemli temalardan biridir. 2000‘li yıllarda yayımlanan I’ll Take You There (2002), Missing Mom (2005) ve Mudwoman (2012)1 başlıklı romanlar, yazarın anne-kız ilişkisinin özellikle psikolojik yönleri üzerine yoğunlaştığını göstermektedir.
Bu üç roman, bebeklerin doğumdan sonraki ilk yıl içinde anneleriyle geliştirdikleri ilişkilerin yetişkinlik dönemine de yansıdığını savunan Avusturya kökenli İngiliz psikanalist ve kuramcı Melanie Klein‘ın nesne ilişkileri kuramına göre incelenebilir. Klein‘a göre, bir bebek psikolojik gelişim sürecinde başlıca iki aşamadan geçer: ―paranoid-şizoid konum‖ ve ―depresif konum.‖ İlk konumda, bebek annesini bölük pörçük algılar: bu aşamada ―iyi meme‖ ve ―düşman meme‖ algısı ortaya çıkar. Bebek gereksinimleri karşılandığında, örneğin karnı doyurulduğunda, ―iyi meme‖ algısı yaratır; ancak bu gereksinimleri giderilmezse engellendiğini hisseder ve ―düşman meme‖ algısı yaratır. Tatmin ve kızgınlık, sevgi ve nefret arasında gidip gelen bebek zamanla ikinci önemli aşama olan ―depresif konum‖a girmeye başlar. Bu konumda artık annesini bir bütün olarak görmeye ve ―iyi meme‖ ve ―düşman meme‖nin aynı annede var olduğunu kavramaya başlayarak suçluluk hissi gibi duygular içine girer, çünkü ―iyi meme‖nin kendi kızgınlığı yüzünden yok olduğunu zanneder. Bebeğin suçluluk hissi onu ―onarım‖ yapmaya ve kaybettiğini düşündüğü ―iyi meme‖ için yas tutmaya yönlendirir.
Oates‘un adı geçen üç romanının ortak özelliği, ana karakterlerinin annelerinin yokluğuyla başa çıkmaya çalışmalarıdır. Bu tez, romanların ana karakterlerinin Klein‘in kuramındaki psikolojik aşamalara benzerlik gösteren içsel süreçlerden geçtiklerini savunmaktadır. Tez, Oates‘un romanlarda anne-kız ilişkilerinin ne derece çapraşık olduğunu gösteren farklı öyküler yarattığını ve bu farklılıkları anlatım tekniğine de yansıttığını tartışacaktır.