Zorunlu alternatif uyuşmazlık çözüm yollarının anayasa'ya uygunluğu
Özet
Uyuşmazlık içerisine düşmek insanların olağan hayatında rastlanılan bir durumdur. Düşülen uyuşmazlıkların çözümlenmesi ve toplumun barış içerisinde yaşamasını sağlamak ise devletlerin görevidir. Dolayısıyla uyuşmazlık çözümlerinde başvurulması gereken asli yerler devlet eli ve kanunlar aracılığı ile çözümlenmektedir. Ancak günümüzde artan uyuşmazlık sayısı mahkemelerin iş yükünü çok artırmaktadır. Yoğun ve uzun süreçler uyuşmazlık içerisinde olan tarafların hem haklarına geç ulaşmasına neden olmakta hem de ilerleyen dönemlerde tarafların arasındaki ilişkilerin bozulmasına yol açmaktadır. Bu sebeple barışçıl yöntemler olan alternatif uyuşmazlık çözüm yollarına başvurunun artırılması ve bu yolların kullanılmasının teşvik edilmesi sağlanmalıdır. Bu teşvikler alternatif yolların dava ön şartı veya zorunlu olarak düzenlenmesi ile sağlanabilir. Taraflar bu şekilde alternatif uyuşmazlık çözüm yollarını kullanmayı birer alışkanlık haline getireceklerdir.
Yargılama ve uyuşmazlık çözümlerinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Anayasa’da yargılamaya ilişkin olarak düzenlenmiş ilkelerin uygulanması gerekmektedir. Dolayısıyla zorunlu olarak düzenlenen alternatif uyuşmazlık çözüm yollarının da bu ilkelere uyması gerekmektedir. Mukayeseli hukuk ve Türk Hukukunda birçok zorunlu alternatif uyuşmazlık çözüm yolu düzenlenmektedir. Hem mukayeseli hukuk hem Türk Hukuku bakımından bu zorunlu düzenlemelerin Anayasal ilkeler ile bağdaşıp bağdaşmadığı; hangi koşullarda bu zorunluluğun Anayasal ilkelere uygun olacağı tartışılacaktır.
Having conflicts is a common occurrence in people's ordinary lives. States are responsible to resolve the disagreements and to ensure that the society lives in peace. Therefore, the principal places to be resorted to in the dispute resolution are resolved by the State by means of laws. Today however, the increasing number of disputes causes the courts to become very slow because of increasing workload. Lengthy and slow processes cause conflicting parties to resolve their dispute in a very long process and as a result parties do not maintain relations with each other in the future. For this reason, it should be encouraged to increase the application of alternative dispute resolution methods, which are peaceful methods, and to encourage the use of these disputes. These incentives can be provided by pre-condition or mandatory regulations of alternative methods. Parties will thus make it a habit to use alternative dispute resolution methods.
In the trials and dispute resolutions, it is necessary to apply the principles set out in the European Convention on Human Rights and the Constitution. Therefore, compulsory alternative dispute resolution methods must comply with these principles. There are many compulsory alternative dispute resolution methods in comparative law and Turkish law. Both in terms of comparative law and Turkish law, these compulsory regulations are incompatible with constitutional principles; in this paper it will be discussed under which conditions these mandatory regulations will be compatible with the constitutional principles.