A case study: Exploration of generation z students’ efl learning environment in tertiary education
Özet
As of 2019-2020 academic year, there are almost 8 million students at tertiary education in
Turkey including vocational, undergraduate, and graduate students (Yükseköğretim Bilgi
Yönetim Sistemi, 2020). Hence it is crucial to acknowledge the existence of Generation Z
students (born between 1996-2010) in higher education. The fact that different cohorts; Baby
Boomers, Gen X, Gen Y and Gen Z are working and studying together necessitated this
study, which aimed to explore Gen Z students’ EFL learning environments. The study was
conducted at a foundation university’s School of Foreign Languages in Turkey. Data were
collected during 2020-2021 academic year employing focus group meetings, semi-structured
individual interviews and field notes. The data were examined through qualitative inquiry
methods and data analysis software. The findings revealed that although there was no change
in teaching philosophies of instructors, they had to go through a process of adaptation with
Gen Z students. It was also found out that different instructors belonging to different
generations had dissimilar attitudes and practices towards Gen Z students. Although the
essence of teaching and learning still stayed the same, Gen Z students were noted to have
more elevated interest in the language learning due to their close contact with technology
and internet. Therefore, traditional methods of teaching are no longer suitable for Gen Z, and
along with instructors, institutions and publishing houses have to share their parts in
establishing an effective learning environment for Gen Z students. 2019-2020 eğitim-öğretim yılı itibarıyla Türkiye'de yükseköğretimde ön lisans, lisans ve
lisansüstü dahil olmak üzere yaklaşık 8 milyon öğrenci bulunmaktadır (Yükseköğretim Bilgi
Yönetim Sistemi, 2020). Bu nedenle, 1996-2010 yılları arasında doğan Z Kuşağı
öğrencilerinin yükseköğretimdeki varlığını kabul etmek önemlidir. Baby Boomer, X, Y ve
Z kuşaklarının birlikte çalışıyor olduğu gerçeği, Z kuşağı öğrencilerinin İngilizce öğrenme
ortamlarını keşfetmeyi amaçlayan bu çalışmayı gerekli kılmıştır. Araştırma Türkiye'de bir
vakıf üniversitesinin Yabancı Diller Yüksekokulu'nda gerçekleştirilmiştir. Veriler, 2020-
2021 akademik yılında odak grup toplantıları, yarı yapılandırılmış bireysel görüşmeler ve
alan notları kullanılarak toplanmıştır. Bu veriler nitel sorgulama yöntemleri ve veri analiz
yazılımı ile incelenmiştir. Bulgular, öğretim elemanlarının öğretim felsefelerinde bir
değişiklik olmamasına rağmen, Z Kuşağı öğrencilerinin gelmesiyle birlikte bir uyum
sürecinden geçmek zorunda kaldıklarını ortaya koymuştur. Ayrıca, farklı kuşaklara ait farklı
öğretim elemanlarının Z kuşağı öğrencilerine karşı farklı tutum ve uygulamalara sahip
olduğu tespit edilmiştir. Öğretme ve öğrenmenin özü hala aynı kalsa da, Z kuşağı
öğrencilerinin teknoloji ve internet ile yakın temasları nedeniyle dil öğrenimine daha fazla
ilgi duydukları kaydedilmiştir. Bu nedenle, geleneksel öğretim yöntemleri artık Z Kuşağı
için uygun değildir ve eğitmenlerle birlikte kurumlar ve yayınevleri Z Kuşağı öğrencileri
için etkili bir öğrenme ortamı oluşturma konusunda kendi üstlerine düşeni yapmak
durumundadır.