Hipotiroidi tanısı almış kadınların duygu durumları ile beslenme alışkanlıkları, vücut kompozisyonları ve fiziksel aktivite düzeyleri arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi
Özet
Bu çalışma; hipotiroidi tanısı almış kadınların duygu durumları ile beslenme alışkanlıkları,
vücut kompozisyonları ve fiziksel aktivite düzeyleri arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi
amacı ile gerçekleştirilmiştir. Çalışma 15 Temmuz - 20 Ekim 2020 tarihleri arasında,
Ankara’da özel bir diyet kliniğine başvuran, doktor tarafından hipotiroid tanısı konmuş,
25-65 yaş aralığındaki 90 kadın hasta ile yapılmıştır. Katılımcıların, genel özellikleri,
beslenme alışkanlıkları, vücut ağırlığı (kg), boy uzunluğu (cm), bel çevresi (cm) gibi
antropometrik ölçümleri ve vücut yağ kütlesi (kg) ile vücut yağ yüzdesini (%) içeren vücut
kompozisyonuna ilişkin bilgiler araştırmacı tarafından hazırlanan ve yüzyüze görüşme
yöntemiyle uygulanan bir anket formu ile kaydedilmiştir. Katılımcıların bazı besinlere ne
kadar yeme arzusu duydukları hakkında bilgi alabilmek için Görsel Analog Skalası (VAS),
beslenme durumlarını değerlendirmek için besin tüketim sıklık formu uygulanmıştır.
Ayrıca bireylerin fiziksel aktivite düzeyi, gün içerisindeki aktiviteleri fiziksel aktivite
saptama formu ile değerlendirilmiş ve katılımcıların duygu durumlarını ölçmek amacıyla
Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ) uygulanmıştır. Çalışmaya katılan kadınların yaş ortalaması
39.8±10.60 yıl olarak belirlenmiştir. Bireylerin vücut ağırlığı ortalaması 73.1±12.2 kg,
Beden Kütle İndeksi (BKİ) ortalaması ise 27.5±4.9 kg/m² dir. BDÖ’ye göre bireylerin
%58.9’u minimal, %24.4’ü hafif, %16.7’si ise orta ve şiddetli depresyon düzeyindedir.
BDÖ skoru ortalaması 7.0 ± 6.79 olarak hesaplanmıştır. Fiziksel aktivite düzeyi (PAL) ise
1.3±0.1 olduğu belirlenmiştir. Sedanter aktivite düzeyinde olan bireylerin vücut ağırlığı,
BKİ, bel çevresi, vücut yağ yüzdesi, vücut yağ kütlesi ve bel/boy oranının, hafif fiziksel
aktivitede olan bireylere göre anlamlı düzeyde daha yüksek olduğu görülmüştür (p<0.05).
Süt veya yoğurt tüketen bireylerin vücut ağırlığı ve vücut yağ kütlesi, tüketmeyen bireylere
göre anlamlı düzeyde daha düşük bulunmuştur (p<0.05). Bireylerin günlük enerji ve besin
ögesi alım miktarları incelendiğinde; günlük ortalama 1648.4±352.59 kkal enerji aldıkları
bulunmuştur. Bu enerjinin ortalama %50.8±6.54’ünün karbonhidrattan, %15.1±2.60’ının
proteinden ve %32.7±5.04’ünün yağdan geldiği saptanmıştır. Ayrıca Diyetle Referans Alım (DRI) karşılama yüzdesine bakıldığında, diyetle folat (%58.5) alımlarının yetersiz
olduğu saptanmıştır. Uygulanan VAS puanlarına göre en çok istek duyulan besin çikolata
ve ürünleri olarak belirlenmiştir. Minimal depresyon düzeyinde olan bireylerin ağırlık, BKİ
ve vücut yağ yüzdesi ortalamasının orta ve şiddetli depresyon düzeyinde olan bireylerden
daha düşük olduğu bulunmuştur. Ancak istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar tespit
edilememiştir (p>0.05). Yeterli fiziksel aktivitenin vücut kompozisyonu üzerinde olumlu
etkileri olduğu görülmüştür. Bireylerin hem hastalık durumları sebebiyle, hem sağlıksız
besin isteklerinin önlenmesi, hem de vücut ağırlığı artışını önlemek için diyetisyenler
tarafından beslenme eğitimi verilmeli ve sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanmaları için
destek olunmalıdır. Bu grup hastalarda depresif semptomlar göz önünde bulundurulmalı ve
gerekli görülmesi halinde tedavi edilmelidir.
The aim of this study was to evaluate the relationship between the emotional states of
women diagnosed with hypothyroidism and their eating habits, body compositions and
physical activity levels. The study was conducted with 90 female patients aged 25-65
years, who were diagnosed with hypothyroidism by a doctor, who applied to a special diet
clinic in Ankara between July 15 and October 20, 2020. Information on body composition
including general characteristics, dietary habits, anthropometric measurements such as
body weight (kg), height (cm), waist circumference (cm) and body fat mass (kg) and body
fat percentage (%) of the participants were prepared by the researcher. and it was recorded
with a questionnaire applied by face-to-face interview method. Visual Analogue Scale
(VAS) was applied to obtain information about how much the participants wanted to eat
certain foods, and a food consumption frequency form was applied to evaluate their
nutritional status. In addition, the physical activity level of the individuals and their
activities during the day were evaluated with the physical activity determination form and
the Beck Depression Inventory (BDI) was applied to measure the mood of the participants.
The mean age of the women participating in the study was determined as 39.8±10.60
years. The average body weight of the individuals is 73.1±12.2 kg, and the average Body
Mass Index (BMI) is 27.5±4.9 kg/m². According to the BDI, 58.9% of individuals have
minimal depression, 24.4% mild depression, and 16.7% moderate and severe depression.
The mean BDI score was calculated as 7.0 ± 6.79. The physical activity level (PAL) was
determined to be 1.3±0.1. It was observed that body weight, BMI, waist circumference,
body fat percentage, body fat mass and waist/height ratio of individuals with sedentary
activity level were significantly higher than individuals with light physical activity
(p<0.05). The body weight and body fat mass of individuals who consumed milk or yogurt
were found to be significantly lower than those who did not (p<0.05). When the daily
energy and nutrient intakes of individuals are examined; It was found that they received an
average of 1648.4±352.59 kcal energy per day. It was determined that an average of 50.8±6.54% of this energy came from carbohydrates, 15.1±2.60% from protein and
32.7±5.04% from fat. In addition, when the percentage of dietary Reference Intake (DRI)
met, it was determined that dietary folate (58.5%) intakes were insufficient. According to
the applied VAS scores, the most requested food was determined as chocolate and its
products. It was found that the mean weight, BMI and body fat percentage of individuals
with minimal depression were lower than those with moderate and severe depression.
However, statistically significant differences were not detected (p>0.05). Adequate
physical activity has been shown to have positive effects on body composition. Nutrition
education should be given by dietitians and they should be supported to gain healthy eating
habits in order to prevent unhealthy food cravings and increase in body weight due to
disease conditions. In this group of patients, depressive symptoms should be considered
and treated if necessary.