Hukuk Yargılama Usulünde Gider Avansı
Özet
Adalete erişim akımının ortaya çıktığı 1970?li yıllarda medenî usûl hukukçularının hararetle tartıştığı adalete erişim kavramı, günümüzün çağdaş hukuk devletlerinin temel yapı taşlarından biri olmuştur. Kanun koyucular, gerçekleştirdikleri adalet reformlarında adalete erişim doktrininin esaslarıyla bağlı kalmaya daha fazla hassasiyet göstermiş ve pozitif hukukta adalete erişimin kolaylaştırılmasını sağlayacak düzenlemeler yapmayı temel hedef olarak ortaya koymuşlardır.
Adalete erişim hakkının kullanılabilmesi için geliştirilen farklı çözüm seçeneklerinden biri de, yargılama harç ve giderlerinden kaynaklanan malî engellerin bertaraf edilmesine yönelik olmuştur. Bu kapsamda adalete erişim doktrini, yargılama harç ve giderleri alınmadan, tamamen masrafsız olarak dava açılması veya zorunlu hukuk sigortası sisteminin benimsenmesi gibi cesur ve ufuk açıcı öneriler geliştirmekten çekinmemiştir . Bu tür öneriler ileri sürüldüğü dönemde tatbik edilebilir görülmemişse de, günümüzde sosyal devlet ilkesinin geldiği aşamada adalete erişimin kolaylaştırılması için, yargılama harç ve giderlerini karşılamakta zorlanan işçiler ve tüketiciler gibi ekonomik yönden elverişsiz kişi ve gruplar bakımından, yargılama harç ve giderlerinin ödenmesinde ?sıfır tarife? esasının benimsenmesi mümkündür.
Dava sayısı ve yargılama giderlerindeki düzenli artış karşısında, dava yolunun adalete erişimi zorlaştırmayacak şekilde düzenlenmesi için çalışmalar yapılmaktadır. Bu husustaki önemli konulardan biri de hiç kuşkusuz yargılama harç ve giderleridir. Türk hukuk yargılama usûlünü yeniden şekillendiren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmesiyle, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun kazanımları korunurken, bazı yeni kavram ve kurumlara da yer verilmiştir. Bunlardan biri de, uygulanmasında bazı sorunları da beraberinde getiren, kimi zaman yoğun eleştirilere muhatap olan ve HMK?nın yürürlüğe girmesinden itibaren çok sayıda Yargıtay kararına konu olan gider avansı olmuştur.
Bu kitapta gider avansı, adalet erişim doktrininin esasları doğrultunda teorik ve pratik olarak incelenmiştir. Konuyla ilgili Yargıtay kararları tahlil edilerek, mevcut sorunların teşhis ve tedavisi için bir reçete oluşturulmaya gayret edilmiştir. Bu kapsamda gider avansını teorik olarak doğru bir bakış açısıyla değerlendirebilmek için, öncelikle birinci bölümde adalete erişim hakkı ve yargılama giderleri arasındaki ilişki incelenmiş, ardından ikinci bölümde, gider avansına ilişkin mevzuat hükümleri ortaya koyulmuştur. Üçüncü bölümde gider avansının genel esasları değerlendirildikten sonra, dördüncü bölümde gider avansının özel olarak yargılama hukukuyla ilişkisi ortaya koyulmaya çalışılmıştır.